Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü
18 MART ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ ve ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ
(102. Yıl)
Çanakkale Savaşı, Türk askerinin gerektiğinde yurdunun ve ulusunun özgürlüğü için canını seve seve verebileceğinin en büyük kanıtıdır. Çanakkale Savaşı, bir ulusu yok etme planının ilk aşamasıydı. Ancak, Mustafa Kemal, askerlerine “Ben size hücum etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum” diyerek kendisi de en ön saflarda savaştı. Kazanılan zaferle bir ulus yok olmaktan kurtuluyordu, bu bakımdan Çanakkale Savaşı tarihimizin en önemli savaşlarından biridir. Bu savaşın önemini ulusça bilerek gelecek nesillere aktarmalıyız.
İngiltere ve Fransa, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına sahip olup müttefikleri Rusya’ya yardım etmek istiyorlardı, Eğer boğazları ele geçirecek olurlarsa, Osmanlıyı tek taraflı bir barış antlaşmasına razı edeceklerdi, istanbul’un ele geçirilmesi Osmanlı ve Avrupa’daki tarafsız devletler için manevi bir baskı ve yıkım ola- çaktı. Tarafsız ülkeler, bu başarı karşısında İngilizlerin ve Fransızların yanında yer alacaklardı.
“Denizlere hâkim olan, dünyaya hâkim olur.” düşüncesiyle hareket eden İngilizler, ellerindeki donanmanın boğazları ele geçirmek için yeterli olacağına inanıyorlardı. Tarihinde hiçbir yenilgi almamış olan İngiliz donanması, Fransa’nın da desteğini alarak silah ve teknoloji bakımından eşsiz bir güc hâline gelmişti Bu donanmayı durdurabilecek bir güç düşünülemezdi. Özellikle yıpranmış, teknolojisi zayıf, silahlan yetersiz, parçalanmakta olan Osmanlının bu deniz gücüyle baş etmesi olanaksızdı. Eğer savaşı kazanıp boğazları ele geçirebilirlerse, sömürgeleri olan diğer devletler hiçbir zaman ingiltere’yi rahatsız edemeyecekti.
Bu düşüncelerle İngiltere, 28 Ocak 1915 tarihinde Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmaya karar verdi. Bu karara Fransa da katıldı.
İngiliz donanması, 19 Şubat 1915’te deniz harekatına başladı 13 Mart 1915’e kadar düşman gemileri Türk siperlerini bombaladı Ancak Turk askerinin kahramanca karşı koyması, boğazları geçmenin kolay olmayacağını gösteriyordu.
18 Mart sabahı düşman gemileri Çanakkale Boğazı’nda görüldü, Rumeli Mecidiye Tabyası, Namazgâh Tabyası ve Hamidiye Tabyası, düşman gemileri tarafından yoğun topçu ateşine tutulmuştu.
Rumeli merkez tabyaları çok yoğun topçu ateşi altındaydı Top mermilerinin pek çoğu tabyaların içine düşmüş, yangınlar çıkmış, telefon hatları bozulmuş ve askerlerimiz şehit olmuştu.
Nusret adlı mayın gemimizin Çanakkale Boğazı’na döşediği mayınlara çarpan İngiliz ve Fransız savaş gemileri battı. Bir bölümü de Turk topçusunun isabetli atışlarına hedef olarak battı Akşama doğru düşmanlar, gemilerinin çoğunu kaybetmiş ve yenilmiş olarak geriye çekildiler,
Türk askeri, denizdeki savaşı kazanmış, tarihe Türk’ün inanılmaz azmini ve zaferini yazdırmıştı.
Bu savaşların sonunda denizden boğazları geçemeyeceğini anlayan düşman kuvvetleri, bu defa karadan boğazı geçmek için saldırı hazırlıklarına başladı,
İtilaf kuvvetlerinin 25 Nisan 1915 tarihinde Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan, Kanada gibi sömürge ülkelerinden getirdikleri binlerce asker, Türk askerine karşı savaştı,
Düşman birlikleri, tamamen emperyalist duygularla saldırıyor, Türk orOusu ise var gücüyle ülkesini korumak için meşru savunmasını yapıyordu, Çanakkale’de tarihin en kanlı savaşlarından biri yapılıyordu.
Atatürk’ün kumandasındaki Türk ordusu 250 000 şehit vererek Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı ve Ağıldere’de düşmanı yenmiş ve bir destan yazmıştı. Türk ulusu, Çanakkale’de “Beni asla esir edemezsiniz. Ben hep Özgür kalacağım!” diye tüm dünyaya haykırmıştı,
Savaşın en zorlu anında Atatürk, askerlere “Ben, size taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanda yerimize başka kuvvetler, başka kumandanlar geçebilir,” Oiyerek savaşın kazanılmasının Türk ulusu için ne kadar önemli olduğunu belirtiyordu. Bu emri duyan Türk askeri, canıyla, kanıyla, etiyle, kemiğiyle düşmanın üzerine atılıp gövdesini siper etmiş, yine de yurdunu düşmana çiğnetmemiştir.
250 000 şehidimizin yattığı Çanakkale’de binlerce düşman askeri, Türk askeri ile yan yana yatmaktadır. Atatürk, düşmanı da olsa Türk’ün asil ruhu ile haksız yere yurdumuza saldıran ve ölen düşman askerlerine ve ailelerine şöyle seslenmiştir:
“Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar!
Burada bir dost vatanın toprağındasınız, huzur içinde uyuyunuz.
Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, göz yaşlarınızı siliniz.
Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur İçindedirler.
Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra.
Artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
HARP TARİHİMİZDE ÖZEL BİR YERİ OLAN ÇANAKKALE SAVAŞI AYNI ZAMANDA ATATÜRK GİBİ BİR KOMUTANI HEM BİZİM HEM DE DÜNYANIN TANIMASINA SEBEP OLMUŞTUR.
YOK EDİLMEK İSTENEN BİR ULUSUN ATATÜRK ‘ÜN KOMUTASINDA ŞAHLANARAK DÜŞMANLARINA KARŞI KOYMASI BAKIMINDAN TÜRK ULUSU İÇİN BÜYÜK ÖNEME SAHİP OLAN BU SAVAŞI ÇOCUKLARIMIZA ANLATMALIYIZ. ÇANAKKALE SAVAŞLARI ‘NIN İLKİ OLAN ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ 18 MART 1915 ’DE KAZANILMIŞTIR. BİZLER DE HER YIL 18 MART GÜNÜ BU ZAFERİ KUTLAR, BU ULUS VE VATAN İÇİN CANLARINI VEREN ŞEHİTLERİMİZİ HATIRLAR, ONLARA LAYIK BİRER TÜRK OLMAK İÇİN ÇALIŞACAĞIMIZA ANT İÇEREK ONLARI MİNNET VE ŞÜKRANLA ANARIZ.